8 Nisan 2008 Salı

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından Fethullah Gülen'in beraatine son dakikada itiraz

Yargıtay Başsavcılığı, Fethullah Gülen’e verilen beraat kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararına itiraz etti. Davanın zamanaşımından düşürülmesini istedi...

Başsavcılığın itirazı haklı bulunursa, dava zamanaşımından düşse bile Gülen ve cemaati hakkında yeni bir soruşturma
ve dava açılması gündeme gelebilecek...

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Fethullah Gülen’e Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği beraat kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararına itiraz etti. Başsavcılık, Gülen’in “laikliği yıkmak ve yerine şeriatı getirmek için kurduğu çeteyi yönettiği” için suçlu olduğunu, ancak bu suç için öngörülen zamanaşımının dolduğunu belirterek beraat yerine davanın düşürülmesini istedi. İtirazda, Gülen hakkındaki davanın 31 Ağustos 2000’de açıldığı hatırlatılarak bu tarih itibariyle 7.5 yıllık dava zamanaşımının dolması nedeniyle düşürülmesi gerektiği savunuldu. Başsavcılık, bunun için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığını ve Genel Kurul kararıyla davanın düşürebileceği görüşünü bildirdi. İtirazı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.



İtirazdaki kritik ifade

İtirazda Gülen açısından oldukça kritik bir ifade yer aldı. Başsavcılığın “Gülen’in yurt dışına çıktığı 21 Mart 1999 tarihinden sonra da aynı amaç doğrultusunda faaliyetlerini sürdürdüğü, teşekkülün varlığını koruduğu sonucuna varılmıştır” görüşünü Ceza Genel Kurulu da benimserse Gülen ve örgütü hakkında yeni bir soruşturma ve dava açılması gündeme gelebilecek.
Halen ABD’de yaşayan Gülen’in yurda dönmesi önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Ancak Ceza Genel Kurulu kararından sonra yeniden bir soruşturma ve dava açılması ihtimalinin belirmesinin Gülen’in dönüşünü etkileyebileceği belirtildi.





Konuşma ve yazıları

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Yargıtay Başkanlığı’na gönderdiği itirazda Gülen’in kitaplarından ve çeşitli konuşmalarından alıntılar yapıldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün 21 Nisan 1999 tarihli raporu, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın aynı dönemdeki raporları, tanık anlatımları, yurt dışındaki “Nurculuk” faaliyetleriyle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yazı ve belgeleri ile Genel Müdürlüğün “Fethullah Gülen örgütü” ile ilgili şirketler, okullar, dershaneler ve vakıflar hakkındaki tespitlerine yer verildi.

“Silahlı eylemi yok”

İtirazda, mahkemenin önce Gülen’in eylemlerini Terörle Mücadele Kanunu kapsamında gördüğü, ancak Rahşan Affı’na göre “kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi” kararı verildiği hatırlatıldı. Gülen’in Terörle Mücadele Kanunu’nda yapılan değişiklikten sonra yeniden yargılama istediği ve mahkemenin suçsuz olduğu gerekçesiyle beraat kararı verdiği hatırlatılan itirazda Gülen’in “laik düzeni yıkmak amacıyla örgütlendiği”, bu örgütün de “terör örgütü” değil “suç işlemek için kurulan çete” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Başsavcılığın itirazında, Gülen’in bu örgütün lideri olduğu, ancak silahlı eylemlerin tespit edilememesi nedeniyle bu örgütün bir terör örgütü olarak adlandırılmayacağı ifade edildi.

“Refah Partisi” emsali

Başsavcılığın itirazında, kapatılan Refah Partisi’nin başvurusu hakkındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 13 Şubat 2003 tarihli nihai kararından da alıntı yapıldı. İtirazda, AİHM’in bu davada oy birliğiyle “örgütlenme özgürlüğünün” ihlal edilmediği sonucuna vardığı hatırlatıldı.

Hiç yorum yok: