22 Temmuz 2008 Salı

Anayasa Mahkemesi kapatma davası için gün belirledi: 28 TEMMUZ PAZARTESİ

AK PARTİ İÇİN GERİ SAYIM 28 TEMMUZ'DA BAŞLIYOR...

Anayasa Mahkemesi heyetinin, bugün yapacağı gündem toplantısının ardından AK Parti hakkında açılan kapatma davası için gün belirledi

Anayasa Mahkemesi heyeti, AK Parti hakkında açılan kapatma davasını 28 Temmuz 2008 tarihinden itibaren görüşmeye başlayacak.

Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.

AK Parti hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması durumunda 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.

Anayasa'ya göre, bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7'sinin oyu gerekecek.

Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can, Yüksek Mahkeme'ye sunduğu raporunda, AK Parti'nin kapatılması istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüşünü savunmuştu.

8 Temmuz 2008 Salı

"Yazılanların hepsi yalan"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Ergenekon iddianamesi ile ilgili yayınlar için “Tamamı yalan” dedi.

Hurriyet.com.tr'ye açıklama yapan Başsavcı Aykut Cengiz Engin Ergenekon iddianamesinin son rötuşlarının yapıldığını belirtti ve şunları söyledi:

 

“İddianamenin içeriği ile ilgili söylenenlerin yazılanların hepsi yalan. Benim bizzat canlı olarak kameralara karşı yapacağım açıklamaların dışında hepsi yalan ve yanlış olarak kabul edilmeli. Yaklaşık bir ay önce de iddianamenin hazır olduğu, şüpheliler ile ilgili sevk maddeleri de yazıldı. Sanıklardan şüphelilerden avukatlardan duyulan her şey doğruymuş gibi yazılıyor. İddianame ile ilgili kameralar önünde yapacağım açıklamaların dışındakiler doğru olarak kabul edilmemeli”

 

Başsavcı Engin, açıklamanın ne zaman yapılacağına ilişkin soruya da “Arkadaşlar çalışmaları yürütüyor. Son rötuşlar yapılıyor. Bu hafta sonuna kadar yetiştirmeye

6 Temmuz 2008 Pazar

Emekli Generaller Metris Cezaevinde

Eski 1'inci Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon ile eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur dün gece çıkartıldıkları nöbetçi mahkemede terör örgütü kurmak ve lideri olmaktan tutuklandı.

ERGENEKON soruşturmasının 3. aşamasında gözaltına alınan eski Jandarma Genel Komutanı ve Atatürkçü Düşünce Derneği Gene Başkanı emekli orgeneraller Şener Eruygur ile eski 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon dün gece tutuklandı. İstanbul Nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin her iki sanığı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlamasıyla tutukladığı bildirildi. Mahkemenin Türk Ceza Kanunu'nun 312'nci maddesi kapsamında, "Cebir ve şiddet uygulayarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmaya kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlamasından karar aldığı belirtildi. Böylece Ergenekon'da son bir yıl içinde tutuklananların sayısı 58'e yükseldi.

Daha önce aralarında ATO Başkanı Sinan Aygün'ün de bulunduğu 8 kişi tutuklanarak cezaevine konulurken, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Tümamiral İlker Güven Prof. Ercüment Ovalı, Erol Mütercimler, Adnan Türkkan ve Neriman Aydın'ın bulunduğu 11 kişi serbest bırakılmıştı.

Önceki gece tansiyonu yükseldiği için Taksim Hastanesi'ne kaldırılan Eruygur tedavisinin tamamlanması üzerine dün yeniden adliyeye getirildi. Eruygur ile Tolon savcı tarafından ifadeye alındı. Ancak Tolon ve Eruygur, savcılıkta sorgulanırken, gözaltı süresi bitti. Şüpheliler hakkındaki 4 günlük yasal gözaltı süresi dün sabah 07.00'da doldu. Ancak yol kayıplarının da hesaplanmasıyla bu süre 15.00'e kadar uzatıldı. Tolon'un ifadesi tamamlanıp, Eruygur'un ifadesinin alındığı sırada bu süre dolunca, savcı ifade tutanağına yasal süre dolduğu için ifadenin bitirildiğini yazdırdı ve iki emekli orgenerali tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Saat 22.00 sıralarında başlayan Tolon ve Eruygur'un mahkemedeki sorguları saat 02.00 sıralarında sona erdi. Generallerin avukatları yargılamanın adil olmadığını öne sürerek, karara itiraz edeceklerini açıkladılar. Tolon ve Eruygur, sabaha karşı Metris Cezaevine gönderildi.

 

5 Temmuz 2008 Cumartesi

Sinan Aygün Metris Cezaevinde

“Ergenekon” soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen ATO Başkanı Sinan Aygün, emekli Albay Hasan Atilla Uğur, İbrahim Özcan ve Birol Başaran tutuklandı. Tutuklular Metris cezaevine konuldu.

4 Temmuz 2008 Cuma

Türkiye Bağırsaklarını temizliyor!

ŞENER ERUYGUR, MANİSA'DA, ARINÇ'IN ANNESİNİN EVİNİ ASKERLERE KUŞATTIRMIŞ VE O EVDE TARİKAT EĞİTİMİ VERİLDİĞİNİ İDDİA ETMİŞTİ

Ve olay tarihinden çok sonra ortaya çıkan bu durum, gazetelere şöyle yansımıştı:

31 MART 2007 tarihli haber:

Meclis Başkanı Bülent Arınç, 2003 yılında jandarma tarafından annesinin evinin aranmak istediği iddialarını önceki gün doğruladı. Arınç ''16 Mayıs'tan sonra emekli olacak olan Orgeneral Şener Eruygur'a söyleyecek çok lafım var'' dedi.


OLAYIN ÖZETİ:

Hürriyet Gazetesi’ne açıklamada bulunan Şener Eruygur, o dönem Bülent Arınç'ın annesinin evininin irticai faaliyetler yapıldığı gerekçesiyle aranmak istendiğini, ancak yeterli delil olmadığı için izin verilmediğini dile getirdi

Eruygur, "Öğretim Birliği Yasası’na aykırı olarak eğitim yapıldığı öne sürülen bir evde arama yapmayacak mıydık? Yasal çerçeve içinde görevimizi yaptık" dedi.

Şener Eruygur, kendisini yıpratma girişimlerinin altında Atatürkçü Düşünce Derneği'ndeki çalışmaların etkili olduğunu savundu.

Söz konusu olay,emekli Albay Erdal Sarızeybek'in "Ya Gazi Paşa Duyarsa" adlı kitabında yer almıştı. Bülent Arınç, gazetecilerin soruları üzerine olayı doğrulamış, Eruygur'a tepki göstermişti.

KONUYLA İLGİLİ OLARAK O TARİHTE HÜRRİYET'İN VERDİĞİ HABER

TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın annesinin evinin aranmak istenmesiyle ilgili "16 Mayıs'tan sonra Emekli Orgeneral Şener Eruygur'a söyleyecek çok lafım var" sözlerine Eruygur yanıt verdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç'ın, Manisa'da bulunan annesinin evinin aranmak istendiği dönemde Jandarma Genel Komutanlığı görevinde bulunan Orgeneral Şener Eruygur, "Öğretim Birliği Yasasına aykırı olarak eğitim yapıldığı öne sürülen bir evde arama yapmayacak mıydık? Yasal çerçeve içinde görevimizi yaptık" dedi.

Açıklama yapan Eruygur, son dönemde kendisini yıpratma girişimlerinin altında Atatürkçü Düşünce Derneği'ndeki çalışmaların etkili olduğunu savundu. Dernek Genel Başkanlığı görevini yürüten Eruygur, 14 Nisan’da yapacağı laiklik mitingi öncesi, İçişleri Bakanlığı tarafından 5 müfettişin görevlendirilip tüm işlemlerin incelettirilmeye başlandığına da dikkat çekti.

TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın "16 Mayıs'tan sonra Şener Eruygur, operasyonu yapmak isteyen Jandarma Komutanı Albay Erdal Sarızeybek ve olayla ilgili kişilere söyleyecek çok lafının olduğunu belirtmişti. Bu sözler üzerine sessizliğini koruyan Eruygur, sadece hurriyet.com.tr'ye açıklama yaptı. Eruygur şunları söyledi:

GEREKİYORSA ARANIR

"TBMM Başkanı Bülent Arınç niçin böyle bir tepki gösterdi bilemiyorum. Yasalar çerçevesinde gayet doğal bir işlem yapılmış. Yani, arama yapılması gerekiyorsa arama yapılmasın mı, işlem yapılmasın mı? Yapılan, arama kararıyla ilgili bir koordinasyon sağlanmasıdır. Atatürkçü Düşünce Derneği'nde görev almamın hedef olmamda etkili olduğunu düşünüyorum."

İŞLEM YAPMASIN MI?

"Şu çok önemli: Bizim yasal olan bir işlemle ilgili bir faaliyetimiz yok. Öğretim Birliği Kanunu'na aykırı olarak bir evde eğitim yapıldığını öğreniyorsa, orada görevli komutanımız bir işlem yapmasın mı? Bunun sorgulanması lazım. Böyle bir operasyonu yapmayacak da ne yapacak? Arama kararı için başvurusunu yapmış. Karşı taraf üst mahkemeye başvurmuş. Mahkeme de yeterli delil olmadığı gerekçesiyle arama izni vermemiş. Arama da bunun üzerine yapılmamış."

ARINÇ DÜN BUNLARI SÖYLEDİ

Türkiye bağırsaklarını temizliyor

AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç, katıldığı bir televizyon programında Ergenekon soruşturmasıyla ilgili son gözaltıları değerlendirdi.

Arınç, Türkiye’nin iyi bir noktaya gittiğini belirtirken, ülkenin gerçek bir hukuk devleti olma yolunda ilerlediğini ifade etti. Bülent Arınç, son gözaltılarla birlikte yaşananların bir doğum sancısı olduğunu söylerken, “Bu sıkıntılar Türkiye’nin bağırsaklarını temizlemesidir. Türkiye ilk defa bu sancılarla karşılaşmadı. Ama halının altına süpürülen pislikler gibi yıllarca korkularak, ertelenerek, görmezden gelinerek bugünlere daha devası sorunlarla ulaştık. Bunda her kurumun kabahati var” dedi. Dileğinin gözaltına alınan generallerin, suçlamalardan aklanmaları olduğunu vurgulayan Arınç, yargının ceza kararı vermesi halinde hukukun herkes için geçerli olduğunun kanıtlanacağını söyledi.

AKP sözlü savunmasını verdi

AKP, sözlü savunmasında Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun oğlu Doç. Korkut Kanadoğlu’nun kitabındaki bir görüşüne atıf yaparak, “İddianame hazırlandıktan sonra ortaya çıkan bir fiil kapatma nedeni olamaz “ dedi.

AKP, Anayasa Mahkemesi’nde hakkında açılan kapatma davasında sözlü savunma yaptı. Sözlü savunmayı Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile TBMM Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ yaptı. Basına kapalı olan yaklaşık 6.5 saatlik sözlü savunmada Anayasa Mahkemesi üyeleri Çiçek ve Bozdağ’a herhangi bir soru yöneltmedi. Savunmanın ardından bir açıklama yapan Cemil Çiçek, sözlü savunmada, Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya’nın iddianame, esas hakkındaki mütalaa ve sözlü açıklamalarında söylediklerinin neden AKP için “varit olmadığını” anlattıklarını söyledi. Çiçek “Biz bu davanın açılmaması gerektiğini, Anayasa, insan hakları hukuku, insan hakları sözleşmesi, Anayasa Mahkemesi kararları ve doktrin açısından çök yönlü olarak açıkladık” dedi.

Çiçek, savunmanın içeriğine ilişkin sorulara ise “Zaten gerekçeli karar yayınlandığında bizim sözlü savunmalarımız da açıklanır. Onun dışında savunmayı Anayasa Mahkemesi heyetine yaptık. Usul böyle. Bu yüzden burada açıklamam doğru olmaz” dedi. Edinilen bilgiye göre savunmadaki önemli satırbaşları şöyle:

HAK-PAR kararı emsal: Sözlü savunmada, Anayasa Mahkemesi’nin önceki gün açıkladığı HAK-PAR’ın kapatılması davasının reddine ilişkin gerekçelere değinildi. HAK-PAR kararında, programdaki ifadelerin eyleme dönüşmemesinin parti lehine yorumlandığına dikkat çekilen savunmada, AKP hakkında açılan davanın iddianamesinde de “düşünce özgürlüğü” sınırları içinde kalan açıklamaların delil olarak gösterilmesinin hukuka aykırı olduğu savunuldu.

Travma delil olamaz: Savunmada, Yalçınkaya’nın iddianamede yer vermediği Suudi işadamı Yasin El Kadı’ya ilişkin Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarına sözlü açıklamada yer vermesi eleştirildi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın “Cumhuriyet devrimleri halkta travma yarattı” sözlerinin de sözlü savunmada dile getirilmesinin yanlış olduğu belirtilen savunmada, iddianameye alınmayan konular ile iddianame verildikten sonra yapılan açıklamaların dikkate alınmaması gerektiği, Başsavcı’nın dilerse bunlarla ilgili ek dava açabileceği kaydedildi.

Kanadoğlu ile vurdu: Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi olan oğlu Doç. Korkut Kanadoğlu’nun Anayasa hukuku üzerine yazdığı bir kitaptaki görüşlerine atıfta bulunuldu. Sözlü savunmada, Kanadoğlu’nun kitabında, iddianame hazırlandıktan sonra ortaya çıkan bir fiilin kapatma nedeni olamayacağı, ancak yeni bir iddianame hazırlanarak Anayasa Mahkemesi önüne getirilebileceğine ilişkin görüşleri aktarıldı.

Başsavcı’ya eleştiri: Savunmada “Başsavcı kafasında susan, boyun eğen milletvekili arıyor. Bu tanımda bir milletvekili ancak Başsavcının hayalinde yaşayabilir. Gerçek dünyada bu olamaz” denildi.

3 Temmuz 2008 Perşembe

Şarlatan İzdihamı


.

10 YTL'ye ettiği duayla, kanser dahil tüm dertlere çare bulduğunu öne süren sözde hocanın, '2 dakikalık jet seansına' akın edenler iki katlı salona sığmadı

'ALLAH ile aldatmanın' en canlı örneği Erzurum'da yaşandı. Hocalıkla bir bağı olmamasına rağmen 'hoca' lakabını kullanan Tuncer Çiftçi'ye dua ettirmek için, bin 500 kişi, 10'ar YTL ödeyerek Halk Eğitim Merkezi'ni hınca hınç doldurdu. Bir o kadarı da, dışarda kaldı.

TOPLU SEANSA TEK DUA
SALONU dolduranlar, cd'den ilahi okunurken dertlerini ya da dileklerini küçük kağıtlara yazarak, görevlilere teslim etti. İlahi bitince, sahneyi Çiftçi aldı. Katılanlardan ellerini kalplerinin üstüne koyup, gözlerini kapatmasını istedikten sonra, tüm dilekler için 2 dakika süren bir dua okudu.

ANLAŞILMADAN AĞLATTI
ÇİFTÇİ'nin hangi duayı, hangi dilde okuduğu, ses tertibatının bozuk olması nedeniyle anlaşılamazken, salondakiler 'jet duadan' sonra gözyaşına boğuldu. Savcılık, Çiftçi'nin 'konser' izniyle düzenlediği toplu dua seansı için soruşturma başlattı.



Allah rızası için pamuk eller cebe
Ettiği dualarla her türlü hastalığı iyileştirdiğini iddia eden Tuncer Çiftçi, 10 YTL karşılığında 'şifa' dağıttı!
KOCAELİ'de yayın yapan bir radyonun sahibi, ilkokul mezunu Tuncer Çiftçi, Erzurum'daki radyoların birinin davetlisi olarak geldiği kentte, kendisine 'hoca' diye seslenen kalabalık için 10 YTL karşılığında bol bol 'jet' dua etti. 500 kişi kapasiteli Erzurum Halk Eğitim Merkezi, kalabalığa cevap vermeyince yüzlerce kişi de dışarıda kaldı.

BUNUN DA BİR BEDELİ VARMIŞ!
Her ne kadar allah için bu işi yaptığını söylese de, programın paralı olduğunu öğrenerek içeri girmeyen vatandaşları, 'Arabayla geldim, salon tuttum, iki gündür otelde kalıyorum. Güvenlikçilere, ses cihazlarına para ödüyorum. Bana da yazık?' sözleriyle ikna etmeye çalıştı. Çiftçi'nin sitem dolu sözlerinin ardından, bazı vatandaşlar salona girdi.

ALLAH RIZASI İÇİN YAPIYORMUŞ!
ÇİFTÇİ, 'Herkese yardımcı olmaya çalışıyorum. Halkı sömürdüğümü düşünüyorlar ama ben bunu Allah rızası için yapıyorum. Bu tür organizasyonlar da para ile oluyor. Masrafları karşılamak durumundayız' diye konuştu. 'Konser' adı altında düzenlenen programını takibe alan Cumhuriyet Savcılığı, olayla ilgili soruşturma başlattı.



Kalemi kapan istekte bulundu
Hoca lakaplı Tuncer Çiftçi'nin dualarından medet umanlar, sorunlarını yazdıkları küçük not kağıtlarını, konuşma kürsüsüne bıraktı. Bir süre sonra konuşma kürsüsüne sığmayan yüzlerce not kağıdı, görevliler tarafından poşete doldurularak, bilinmeyen bir yere kaldırıldı. Büyük umutlarla salonu dolduranlar, iki dakika süren ve ses düzeninin yetersizliği yüzünden söylediği bile anlaşılamayan Çiftçi'nin 'jet' duasıyla gözyaşlarına boğuldu.

Orkun ÇİZMELİ

__,_._,___