Hocaların hocası Türk operasının ilk temsilcilerinden Saadet İkesus Altan'ın cenazesi, imamın 'şovuna' sahne oldu. İmam, eşiyle birlikte saf tutan kadın arkaya geçene kadar cenaze namazı kıldırmadı, katılımcıları alkışlatmadı ve Türk bayrağının altına yeşil örtü serdirdi.
İSTANBUL - Önceki gün 92 yaşında vefat eden Türk operasının duayeni Saadet İkesus Altan'ın cenaze törenine, imamın uygulamaları gölge düşürdüAltan'ın Teşvikiye Camii'ndeki cenaze töreninde imam, önce eşi Altan Günbay ile saf tutan Müvebbek Günbay'ı sert bir şekilde arkaya geçmesi için uyardı. Günbay arka tarafa geçene kadar da namaz kıldırmadı. Namazın ardından alkışlarla yürüyüşe geçen katılımcıları da "alkışlamayın, dua edin" diye uyaran imamın son icraatı ise tabuta sarılı Türk bayrağının altına yeşil örtü serdirmek oldu. İmam, tabut üzerinde Kelime-i Şahadet yazılı yeşil örtünün Türk bayrağının altında kaldığını belirterek yazısız yeşil bir örtüyle değiştirilmesini istediCenazeye katılanları azarlamaktan çekinmeyen imam görütü alan gazetecilere ise "Neden bunu yapıyorsunuz?" diye tepki gösterdi.
18 Aralık 2007 Salı
Cenazede İMAM shov
Deniz Feneri Baskını Ankara'ya uzandı
"Frankfurt Idari Mahkemesinde devam eden Denizfeneri ve Kanal 7 davasi Radyo Televizyon Ust kurumu Baskani (RTUK) Baskani Zahid Akman’a uzandi. On sorusturmasi yapilan davada Denizfeneri Avrupa Baskani ve Kanal 7 Avrupa Genel Muduru Mehmet Gurhan’in ve muhasebe sorumlusu Firdevsi Ermis’in de ifadeleri alindi.
ZAHIT AKMAN KILIT ISIM
Onceleri taksicilik yapan Mehmet Gurhan’in Frankfurt sehrinde 17 taneden olusan taksi filosunu nasil elde ettigi ve Frankfurt yakinlarindaki Dietzenbach kasabasindaki daire ve villa gibi gayrimenkullerin kaynagi soruldu.
ERDOGAN’IN OGLU KURYE MI?
Frankfurt savcisinin yaptigi arastirmaya gore Mehmet Gurhan ve Zahid Akman arasinda para trafiginin gerceklestigi, ayni zamanda Recep Tayip Erdogan’in oglu Ahmet Burak Erdogan’in da cesitli zamanlarda Frankfurt Denizfeneri ve Kanal 7’ye gelip gittigi belirlendi.
Savcilik arastirmanin en az bir yil surecegini, 2 kamyon dolusu dosyanin incelenmesinin oldukca zaman alacagini, acikladi. Ayrica Izmir limaninda bulunan Atlas isimli gemiye el konulabilecegini, bunun icin de Frankfurt savciligi nezdinde on calismalarin tamamlandigini belirten savcilik, ileriki gunlerde bir grup Alman avukatinin Ankara Alman Buyukelciligi ile isbirligiyle gemiye el konulmasi icin hareket edilecek.
Federal Kriminal Dairesi Almanya, Fransa, Hollanda, Belcika, Avusturya, ve Ingiltere’nin yani sira Kosova,
Turkiye, Endonezya’da topladigi bilgilerle makbuzlari karsilastirdi.
Savcilik, Kosova’dan gelen ilk makbuzlarla Denizfeneri’nin kayitlarinda yeralan Kosova’da fakir koylere
dagitildigi iddia edilen makbuzlarin ilk karsilastirmasinda sozkonusu Denizfeneri’nin hibe ettigi
miktarlar ve sahislarin hayal urunu oldugunun belirlendigini acikladi. Alman ve Kosova polisinin
isbirligiyle Denizfeneri’nin makbuzlarda yer verdigi adres ve koylere gidildi. Buna gore 28 koyun muhtari
ile yapilan gorusmelerde sozkonusu makbuzlarda yeralan bu isimlere ait kayitlar bulunamadi. Kosova’daki
muhtarlar, Alman interpol yetkililerine “Hayatimizda ne Denizfeneri duyduk, ne de sozu edilen kisiler
koylerimizde var” dediler.
UNIVERSITE HAYAL URUNU CIKTI
Alman polisi, Kosova’nin yani sira Pakistan’da da arastirmalarini surduruyor. Pakistan’daki
arastirmalarda ise Denizfeneri’nin kayitlarinda yeralan universite yapimi da uydurma cikti. Konu edilen
Universite ile ilgili universitenin ne temeline ne catisina, ne kapisina ne de ismine rastlanilmadigi
ortaya cikti.
Sorusturmanin Turkiye kanadinda ise Istanbul Ziraat Bankasindaki hesap ve su anda RTUK’un baskani Zahid Akman’a ait oldugu belirlendi.
Fatih’te muhtarlarin duzenledikleri sahte yardima muhtac kisiler ve yardim edildigi seklindeki belgeler
ayni zamanda arastirmanin diger bir kanadini olusturuyor.
AKP’DEN ADAY OLACAKTI
Mehmet Gurhan’in Almanya’daki butun hesaplarina el konuldugu, butun mal varliginin satisinin
durduruldugunu belirten savci, “Mehmet Gurhan aldigimiz bilgilere gore Turkiye’de Temmuz ayinda
yapilacak secimlerde AKP’den milletvekilligine aday gosterilecekti. Inceledigimiz telefon gorusmelerinde
sahisin surekli Zahid Akman ile gorustugunu, Turkiye Basbakani Recep Tayip Erdogan ile
gorusmelerini Ankara’ya giderek bizzat gerceklestirdigini tespit ettik. Erdogan ailesi ile siki
iliskilerde olan Mehmet Gurhan’in Izmir limaninda demirleyen ve Italya’dan Turkiye’ye gurbetci
tasimak icin alinan geminin Denizfeneri’ne yapilan bagislarla alindigini tespit ettik. Ayrica
uluslar arasi hukuksal yaptirimlardan faydalanarak Recep Tayip Erdogan’in ifadesinin alinmasini talep
edecegiz.
1992 yilinda 2000 Mark karsiligi taksi soforlugu yapan Gurhan’in 1.5 milyon Euro degerindeki
filosuna nasil sahip oldugunu, bir villa ve 4 daireden olusan 4.5 milyon Euro’nun mulkiyeti nasil ve hangi
parayla aldigini Gurhan’dan sorduk. Gurhan gibi Avukatlari da celiskili aciklamalarda bulundular.”
dedi.
Uzmanlar Mehmet Gurhan ve muhasebecisi Firdevsi Ermis’in Almanya’da dernekler yasasini ihlal etmek,
hesaplarina para gecirmek, vergi kacakciligi suclarindan 4.5 yildan fazla ceza alacaklarini
belirtiyorlar. Savcilik, Avrupa’da yasayan vatandaslarimizi uyararak Yimpas, Kombassan, Jetpa ve
Denizfeneri gibi kuruluslara para kaptirmamalarini onemli hatirlatiyorlar.
13 Aralık 2007 Perşembe
İstiklal Marşı Okunmasın
EĞİTİM-BİR-SEN'DEN ÖNERİLER
10 Aralık 2007 Pazartesi
Atatürk ilkeleri eğitimden çıkarılıyor !!!
AK Parti'nin yeni anayasasından "Atatürk ilke ve inkılaplarına göre eğitim" esası kaldırıldı...
düzenleneceği biliniyordu.
7 Aralık 2007 Cuma
Ülkemizde Yaşanan Karamizah Örnekleri...
Değerli arkadaşlar,
Yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRKÜN kurmuş olduğu demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, yani güzel ülkemiz, bu günlerde kara mizaha konu olacak birçok olay yaşamaktadır. Bunlardan bazılarını sizlere yeniden anımsatmak istedim.
Örneğin;
İlahiyat Profesörü Hayrettin Karaman makalesinde, İMAM NİKAHINI GEÇERLİ VE YETERLİ SAYMAK ZORUNLUDUR derken, BOŞANMA YETKİSİNİN KOCADAN ALINMASININ AYETLERE AYKIRI olduğunu savunmaktadır ( 24.11.2007-Milliyet).
TBMM İnsan hakları alt komisyonu, Amasya Anadolu Kız Meslek Lisesinde dört kız öğrencinin dini baskı gördükleri iddasıyla okulda ayrılmalarını inceledi ve OKUL DEĞİL, ARKADAŞ BASKISI yapıldığını açıkladı (29.11.2007-Milliyet). Yani Malezya gibi ülkemizde de bir mahalle baskısının olduğu belgelenmiş oldu.
Cumhurbaşkanı bir rektör atamasında YÖK ten kendisine gelen dosyaya iliştirilmiş imzasız bir notu gazetecilerle paylaştı. Rektör adayının eşi çarşaflı diye ihbar içeren bu imzasız notu sanki YÖK göndermiş gibi yorumlayan 5 gazete olayı manşetlerine taşıdı. Sonuçta YÖK gereken açıklamayı yaparak, bu notu kendilerinin göndermediğini belirtti ve Cumhurbaşkanı da notun YÖK ten gelmediğini açıkladı. Burada tuhaf olan, KİMDEN GELDİĞİNİ BELİRLEMEDEN imzasız bir notu dikkate alan Cumhurbaşkanının, hem de iki kez olayın araştırılmasını istemesi ve bu eylemini gazetecilerle paylaşmasıdır.
Şehirlerarası sefer yapan otobüslerde NAMAZ MOLASI için talepler gittikçe artmaktadır. Firma yetkilileri böyle bir uygulama yok, ama son zamanlarda bazı yolcuların ısrarlı davranışları nedeniyle MOLA VERMEK ZORUNDA KALIYORUZ dediler (05.09.2007-Milliyet).
Uçuş harekat uzmanlarının kurduğu Dispeçerler Derneği (ACDA) Yönetim Kurulunun yaptığı açıklamada, bazı yolcuların NAMAZ KILMAK İÇİN HOSTESTEN PİLOTA UÇAĞIN YÖNÜNÜ KIBLEYE ÇEVİRMESİNİ istediklerini belirtti (01.10.2007-Cumhuriyet).
Kozan’da kompozisyon yarışmasının birincisi Tevhide Kütük’ün ödülünü almak üzere çıktığı sahneden türbanlı olması nedeniyle indirilmesi olayına Başbakan nasıl bir tepki verdi biliyorsunuz: Tevhide’yi telefonla aradı, ona “merak etme, ben arkandayım” dedi. Benzer bir haber dün Rize’den geldi: Kanser konulu bir kompozisyon yarışmasını imam hatip lisesi öğrencisi Emine Elif Azder kazandı. Kız, okul müdürünün tavsiyesine uyarak ödül törenine başını açarak gitti. Olayın medyada çıkmasından sonra Başbakan hemen Elif’in babasını da aradı, üzülmemelerini isteyip “konuyla bizzat ilgileneceği”ne dair söz verdi (04.12.2007-Güngör Mengi)
İsparta’da ilköğretim okulu öğretmeni Halil İsmail Özçimen İzmir’de mayıs ayında düzenlenen Cumhuriyet Mitingi’ne katılıyor ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ne göre ağır suç işliyor. Aynı öğretmen bununla da kalmıyor, mitingden birkaç gün sonra daha büyük bir suç işliyor. 19 Mayıs’ta öğrencilerine Atatürk resimli, 'Cumhuriyete sahip çık' yazılı fanilalar giydiriyor. Ve de maaşından 40 lira kesilme cezası alıyor. Bu öğretmenimize de Başbakanımızın aramasını ve olayla ilgileneceğini belirtmesini isterdim!
Kocaeli Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 21 Kasım 2007 de yaptığı şaibeli düzey belirleme sınavında sorulan Söz konusu sorulardan birinde (8. Sınıf Sosyal Bilgiler) “Hangisi Allah’ın yasalarından değildir?” biçiminde bir soru sorulmakta ve öğrencilerden dört seçenekten birini seçmesi beklenmektedir. Bu dört seçenekse fiziksel, toplumsal, biyolojik yasalar ve T.C. Anayasası olarak sıralanmaktadır. Böylelikle fiziksel, toplumsal, biyolojik yasaların Allah’a ait olduğu düşüncesi öğrencilerin inanç ve kanaatine bakılmaksızın doğru kabul edilerek laik eğitim ilkesi ayaklar altına alınmakta hem de Anayasamızın din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24. Maddesi ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 10-11 ve 12. maddeleri çiğnenmektedir (25.11.2007-Eğitim-İş).
Olay, Antalya’da düzenlenen Anadolu Doğal Taş, Mermer ve Teknoloji Fuarı’nda yaşandı. Enerji Bakanı Hilmi Güler, fuarı gezerken bir standa yaklaşınca orada görevli mini etekli bir hostes alel acele üzerine uzun pardösüsünü giyiyor ve bakanı öyle karşılıyor. (03.12.2007- Tufan Türenç)
Değerli arkadaşlar,
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Her gün giderek daha da artan bu kara mizahi yaklaşımlara, sizlerde çevrenizdeki olaylarla katkıda bulunabilirsiniz. 21. yüzyıl Türkiyesinde bu olaylar neden artıyor? Kimlerden cesaret alıyorlar ve destek buluyorlar? Lütfen bu sorulara hep birlikte yanıt arayalım.
Acaba bu eylemler için gereken zemin hazırlandı da ondan mı sayıları giderek artıyorlar? Nitekim, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye'deki tarikatlar ve dini akımlarla ilgili hazırladığı raporda, Türkiye'de 5 bin tane tarikat şeyhi ve dini akım lideri bulunduğu açıklandı.
Yine REFAHYOL hükümeti döneminde sayıları 5.000 in üzerine çıkarak rekor kıran Kuran kursları, 28 Şubat döneminden sonra hızla geriledi ve 2002 de 3664 kadar indi. Sonra TCY nin yürürlüğe girdiği 01.06.2005 tarihinden itibaren, kaçak kuran kurslarına ceza indirimi gelince, kuran kurslarında rekor artış oldu ve 4684’e fırladı (26.02.2006-Cumhuriyet).
Son olarak TESEV in Kasım-2006 da TURBAN konusunda yaptığı anket ile taban tabana tamamen zıt sonuçlar elde eden Tarhan Erdemin başkanlığında ve Eylül-2007 de KONDANIN yaptığı araştırmayı karşılaştırmanızı isterim. Son günlerde Milliyet gazetesinde yayınlanan bu araştırmasında KONDA, yine kendisinin 2003 de yaptığı bir araştırma ile kıyaslıyor ve Turbanlı sayısının %3,5 tan %16,2 ye arttığını belirliyor. Yani Turban bu dönemde 4 kat artmış durumda. Ayrıca TÜRBAN ve diğer dinci tutkuların nasıl ve neden arttığı da açıkça ortaya konuluyor.
Bu artış konusunda şaşkınlık yaşayanlara Yılmaz Özdil; Bugün, biraktik devlet makamlarini, "esinin basi aciksa", malum belediyelerden su bayiligi bile alamazsin, su bayiligi... diyerek yanıt vermektedir. Ne yazık ki birileri, maddi çıkar uğruna halkımızın her türlü özveriyi gösterebileceğini iyi algılamış ve çok güzel sömürüyor.
Ülkemizde giderek artan bu laikliğe aykırı eylemler için ABD nin Genel Kurmay Başkanı Richards Myersin, ABDnin Iraktan çekilmesi durumunda Türkiye dahil bölgedeki ülkelerde radikal islamcılar iktidara gelerek, hilafet kuracaklar yorumunu sizlere yeniden anımsatmak isterim (26.08.2005-Milliyet)
Umarım yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRKÜN sayesinde, dünyanın en güzel ülkesinde özgürce yaşadığımızı ve 53 tane islam ülkesi içinde örnek tek laik Cumhuriyete sahip olan ülke olduğumuzu kimse unutmaz. Birilerinin siyasal çıkarları uğruna, kutsal dinimizi nasıl sömürmek ve kullanmak istediklerini de görmezden gelmezler.
Sevgi ve saygılarımla (07.12.2007)
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
5 Aralık 2007 Çarşamba
Buyukanit Wilson'i kolundan tutup koseye cekti
Arnavutluk milli günü resepsiyonunda Org. Büyükanıt’ın, ABD Büyükelçisi Wilson’ı kolundan tutup bir köşeye götürerek baş başa görüşmesi geceye damgasını vurdu. Büyük merak uyandıran konuşma anlaşılmasın diye korumalar, Paşa ile Wilson’ın çevresinde etten duvar ördü.
Hürriyet
Aranan provokatör DTP'li başkanın aracından çıktı!
DEMOKRATİK Toplum Partisi (DTP)'nin Hakkari'deki `Yeter artık' mitingini provoke edip, olayların çıkmasına neden olan 21 yaşındaki Deniz Yüksel çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Hakkari'nin DTP'li Belediye Başkanı Kazım Kurt'un makam aracında yakalanan Yüksel'in 18 ayrı suçtan arandığı da ortaya çıktı.
Hakkari'de, geçtiğimiz cumartesi günü Merzan Mahallesi'nde düzenlenen `Yeter artık' mitinginde görevli polislerle önce sözlü olarak tartışan ve daha sonra da taş atıp olayların çıkmasına neden olan provokatör, polisin çalışmaları sonucu tespit edildi. Polis, kamera kayıtlarından yaptığı incelemelerde olayları çıkaran kişinin de Deniz Yüksel olduğunu belirledi. Tam 18 ayrı suçtan hakkında yakalama emri çıkartılan Yüksel, bugün Hakkari'nin DTP'li Belediye Başkanı Kazım Kurt ile birlikte miting sonrası gözaltına alınarak çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılanları evlerinde ziyarete gitti.
Makam aracının arka koltuğunda Belediye Başkanı Kurt ile birlikte oturan Yüksel, Belediye Başkanı Kurt'un makam aracının arka koltuğunda Hakkari merkezinde, polisler tarafından teşhis edilerek gözaltına alındı.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, nöbetçi mahkemeye çıkarılan Deniz Yüksel, akşam saatlerinde tutuklanarak cezaevine konuldu.