4 Şubat 2008 Pazartesi

Yargıtay'dan türban eleştirisi

Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 28 Eylül 2007'de yayımladığı bildiriyi anımsatarak, “Başkanlar Kurulu, Cumhuriyetin temel ilkelerinin zaafa uğratılmasının benimsenemeyeceğini, laiklik ilkesinin doğrudan veya dolaylı yeni düzenlemelerle zayıflatılmasının kesinlikle kabul edilmez olduğunu belirtmiştir” dedi.


Şirin, yaş haddinden emekliye ayrılan 2 Yargıtay üyesinin veda töreninde yaptığı konuşmada, emekli olan 2 arkadaşıyla İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1960 yılında birlikte okuduklarını söyledi.

Arkadaşlarına seslenen Şirin, şöyle konuştu:

“İstanbul Hukuk Fakültesi'nin içinde ne örtünme ihtiyacını duyan bir kızımız vardı, ne de kapıda 'örtünmeliyim', 'dini inancımın gereği budur' diye eyleme giden bir kişi vardı. Hiçbirisi mevcut değildi. Türkiye'de 3 üniversite vardı. Her birisi çağdaş görünümleriyle, o mükemmel tavırlarıyla, o coşkulu ve birbirini katiyetle ayırmayan giysileriyle eğitimlerini sürdürdüler.
Ne oldu o bizim üniversitelerimize? Bugün kapılarında 'inancımın gereğidir' diye bar bar bağırılıyor ve 'inancı gereğidir' diye o bağırmalara kendi anlayışları doğrultusunda destek verenler, bugün Türkiye'nin gündemini sadece ve yalnız diğer gündemleri unutarak ya da gerilere öteleyerek, anayasa ve yasa değişikliklerini konu ediyorlar.”

“SÖZLER DUYULMALI VE DİNLENMELİDİR”

Anayasa'nın özünü teşkil eden başlangıç bölümündeki kuvvetler ayrımının devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmediğini ifade eden Şirin, “Medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu hükmü bugün acaba ne durumda?” diye konuştu.

Anayasa değişikliği hazırlıkları evresinde Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 28 Eylül 2007 tarihinde yayımladığı bildiriden bölümler okuyan Şirin, şunları söyledi:

“Başkanlar Kurulu, orada, Anayasa'nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleri korunmuş gibi görünse bile, başka maddelerde yapılacak değişikliklerle Cumhuriyetin temel ilkelerinin, zaafa uğratılmasının benimsenemeyeceğini, Cumhuriyetin vazgeçilmez temel dayanağını oluşturan laiklik ilkesinin ve Yüksek Mahkeme kararlarıyla çerçevesi çizilmiş olan laiklik ilkesinin doğrudan veya dolaylı yeni düzenlemelerle zayıflatılmasının kesinlikle kabul edilmez olduğunu belirtmiştir.

Bugün Yargıtay bu sözlerinin arkasındadır, hukuken arkasındadır, hukuki eylemlerle de arkasında olacaktır.”

Şirin'in bu sözleri, salonda uzun süre alkışlandı. Osman Şirin, yasama, yürütme ve yargının kalp, beyin ve akciğer olarak düşünülebileceğini belirterek, “Bunların birbirine hasım olduğu düşünülebilir mi?” diye sordu.

Anayasa'da uygar işbirliğinden bahsedildiğini ifade eden Şirin, “Sözler duyulmalı ve dinlenmelidir” dedi.

Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, 'Yargı, her kararında norm olarak ele aldığı Anayasasını ve yasalarını yasama herhangi bir değişikliğe tabi tutmak istediğinde, buna fikrini beyan etmeyecek mi? Mutlak surette uygar işbirliğinde, bu beraberlikte birbirimizi etkilemek, dinlemek zorundayız” dedi.

Yaş haddinden emekliye ayrılan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Osman Güven Çankaya ile 8. Ceza Dairesi üyesi Ali Erol Özgenç için düzenlenen veda töreninde konuşan Şirin, sözlerine, “içimden geldiği gibi konuşacağım” diyerek başladı.

Şirin, Ulu Önder Atatürk zamanında yüzde 5'lerden aşağı düşmeyen, savaş yıllarında bile oranı zayıflatılmayan milli bütçe payıyla faaliyetlerini yürüten yargı hizmetinin, bugün binde 0.7 oranına indiğini söyledi.

AB'ye göre Türkiye'de yargı hizmetinin 35 bin yargıçla yürütülebileceğini anlatan Şirin, Türk yargısının 9 bin 500 yargıçla zafiyet içinde görev yaptığını belirtti.

“YASAMA VAZGEÇİLMEZİMİZDİR”

Yargının sorunlarının bir türlü ele alınmadığını, yasama ve yürütmeye seslerini duyurmak ihtiyacında olduklarını, yargının öncelikle konuşulması gerektiğini vurgulayan Şirin, şunları söyledi:

“Yargı, her kararında norm olarak ele aldığı Anayasasını ve yasalarını yasama herhangi bir değişikliğe tabi tutmak istediğinde, buna fikrini beyan etmeyecek mi? Geri mi duracak? 'Bu sadece sizi ilgilendirir' mi diyecek? Demek mümkün değil. Mutlak surette uygar işbirliğinde, bu beraberlikte birbirimizi etkilemek, dinlemek zorundayız. Kontrol edilemez bir hızla bugüne gelen ve çarşamba gününden itibaren de ivme kazanarak, devam edeceği belli olan bu davranış mutlaka yasama tarafından sorgulanmalıdır. 1960'ların fotoğrafını görüyoruz. O fotoğraf mı güzel, bugünkü fotoğraf mı güzel, diye mutlaka sorgulanmalıdır. Milli mücadeleyi onurla ve başarıyla yürüten yasama vazgeçilmezimizdir. Yasama, mutlak suretle ondan sonraki yıllarda da büyük başarılarla gerçekleştirdiği yasalaşma kültürünü bu olayda da sorgulayarak gerçekleştirmek zorundadır. Ülke hepimizindir. Biz kendi dönemimizi belli bir yaşa getirmiş olsak da çocuklarımızın ve torunlarımızın dünyasını mutlaka mağrur etmek mecburiyetindeyiz.”
Yasamanın bu ülkenin beyni olduğunu, yargının da onların Anayasa ve yasalara yansıttığı hükümleri dayanak aldığını anlatan Şirin, yargının yasamanın sesini, sözünü ve iradesini kullanarak, hüküm kurduğunu söyledi.

KALP, BEYİN, AKCİĞER...

Yürütmenin de bu ülkenin kalbi olduğunu ve vazgeçilemeyeceğini vurgulayan Şirin, bu işbirliğinde yargının akciğerler görevi gördüğünü, akciğerlerin de teneffüsü sağladığını dile getirdi. Osman Şirin, ancak yargı teneffüsü sağladığında değerli organların ayakta durabileceğini söyledi. Şirin, şöyle devam etti:

“Beynin ve kalbin akciğere, akciğerin beyin ve kalbe hasım olduğu düşünülebilir mi? Onun içindir ki Anayasa bir uygar işbirliğinden bahsetmektedir. Mutlaka sözler duyulmalı, dinlenmeli ve sorgulanmalıdır. Bu sözlerimiz yasamanın yasa yapma, değiştirme, Anayasa değiştirme yetkisine müdahale değildir. Mutlak surette o yetkiler kendilerinindir ama o yetkiler hiç bir Meclisin dahi gücüne ulaşamayacağı, yaşamımızın vazgeçilmezi olan laiklik ilkelerine dokunmaya imkan tanımaz, istesek de tanınamaz. Ama isteyen yoktur. Ben, yüce Meclisimde yürütmenin de yargının da bu ülkenin mutluluğu için çalıştıklarına inanıyorum. Zaten o sorumlulukla bu ateş çemberinde, bu kadar sorunun var olduğu bir dönemde, Ortadoğu'nun haritasının biçilmek istendiği bu evrede biz asıl gündemimizi yakalamak durumundayız.”

Osman Şirin, örtünmeyle ilgili gündemin yerine yargının sorunları ve yargı sistemindeki iyileştirmelerin almasını istediğini söyledi.

Emekli olan arkadaşlarına sağlık ve mutluluk dileyen Şirin, “Laikliğin güçlendiği bir ortamda yaşayın. Ve hepimiz hangi pozisyonda olursak olalım bu değerlere sahip çıkalım” diyerek sözlerini bitirdi.

Hiç yorum yok: